Boğazlıyan Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Demiroğlu, “Bugün ülke olarak aç değilsek, çocuklarımızın karnı doyuyorsa, çevre ülkelerin gıda açığını kapatabiliyorsak, bunu yağmur, çamur demeden gecesini gündüzüne katarak çalışan çiftçimizin üretimine borçluyuz” dedi.
Bir süre önce gerçekleşen genel kurulda güven tazeleyen Boğazlıyan Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Demiroğlu, çiftçinin üstü açık bir fabrika olan tarımda, bir yandan hemen her bölgede yaşanan doğal afetlerle mücadele ederek zor şartlar altında üretimini sürdürürken, girdi maliyetlerindeki artışla da baş etmek zorunda kaldığını söyledi.
“Ülkenin gıda güvencesini sağlayan bu sektör sahipsiz bırakılamaz” diyen Demiroğlu, “Siyasetçisinden, sivil toplum örgütü yöneticilerine kadar bu ülkede yaşayan herkesin, çiftçimiz üretmezse ülkemiz insanını doyuramayacağımızın, ithalata çok daha fazla döviz ödemekten de kurtulamayacağımızın bilincinde olması gerekir. Maliyetlerimizin aşağı düşürülmesi, pazarlama sorunlarının çözülmesi konusunda mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu mücadelede çiftçimizin desteğini arkamızda görmek de bize güç katacaktır. Anayasal meslek örgütü olarak temel sorumluluğumuzun çiftçimizin haklarının korunmasıdır. Bu çerçevede, çıkar grupları ve lobilerle de haklı mücadelemizi sürdürdük. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın aynı kararlılıkla çiftçilerimizin haklarını her ortamda savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Boğazlıyan Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Demiroğlu, şunları kaydetti.
“Gidecek başka bir ülke, bizi besleyecek başka bir toprak, başka bir çiftçi yok. Şehit kanlarıyla sulanmış olan bu toprakların ve bu topraklarda üretim yapan çiftçilerimizin kıymetini bilmek zorundayız. Bizim ürettiğimiz ürünlerle karınlarını doyuranlar, bu nimetler için Allah’a şükrederken, bu topraklarda inadına üretime devam eden değerli çiftçilerimize de teşekkür borçludurlar.
Sabah, öğle, akşam bizim ürettiklerimizi sofralarında bulan ve ürünlerle karınlarını doyuran sektör dışındaki insanlarımız da sofralarında bir şey eksilmesini istemiyorlarsa, kendilerinin ve çoluk çocuklarının gıda güvencesinin devem etmesini arzu ediyorlarsa, sektörün ve üretim yapan çiftçimizin sorunlarına duyarlı olmaları gerekir. Bunu beklemek en tabii hakkımızdır.
Tarlasından, bağından, bahçesinden, ağılından, ahırından çıkmayan, yılın her mevsiminde üretimde kalan Türk çiftçisine hizmet etmek, gayet tabii ki onurlu ve şerefli bir görevidir. Çalışmalarımızı, çiftçimize hizmetin Hakk’a hizmet etmek olduğunun bilinci içinde büyük bir gayretle sürdürüyoruz. Çiftçimizden gelen ve alın teri olan paranın karşılığını, son kuruşuna kadar çiftçimize hizmet olarak geri sunmazsak bunun hesabını Allah’a veremeyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle bir süre önce gerçekleşen genel kurulumuzun hayırlı ve uğurlu olmasını diler, katılımlarından dolayı değerli çiftçilerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”