Hemşehrimiz Prof Dr. Sadullah Gülten’in “Bozok’tan Yozgat’a Köy Ve Köylüler 1529-1844” İsimli Kitabı Piyasaya Çıktı.
Ordu Üniversitesinde Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Araştırmacı Yazar Hemşehrimiz Prof Dr. Sadullah Gülten’in “Bozok’tan Yozgat’a Köy Ve Köylüler 1529-1844” isimli kitabı piyasaya çıktı.
Çayıralan’ın şimdiki ismiyle Çokradan Mahallesinde, o tarihte Çokradan kasabasında doğan ve lise eğitimini Çayıralan’da tamamlayan Ordu Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sadullah Gülten’in son kitabı doğup büyüdüğü topraklarla ilgili.
Son kitabıyla ilgili açıklamalarda bulunan Gülten, Bozok’tan Yozgat’a Köy ve Köylüler (1529-1844) adını verdiği son çalışmasında Osmanlı döneminde Bozok, Cumhuriyet döneminde ise Yozgat olarak bilinen bölgenin iskân ve nüfus yapısının yanı sıra günümüzde Yozgat’a bağlı köylerin tarihini 1529-1844 tarihleri arasında Osmanlılar tarafından tutulmuş olan tahrir, avarız, nüfus ve temettuat defterlerinden istifade ederek incelendiğini kaydetti.
İki bölümden oluşan eserin ilk bölümünde bölgenin istikrarsız bir iskân ve nüfus yapısına sahip olduğu vurgulayan Gülten; “Bölgenin konar-göçer hayata müsait olması yerleşim yerlerinin ortaya çıkmasını engellemiştir. Burada ilk dönemler Moğol ordularıyla Anadolu’ya gelen Kara Tatarların Timur tarafından Semerkant’a götürülmesiyle onlardan kalan yerler Oğuzların Bozok koluna mensup Türkmenler tarafından doldurulmuştur.
Bozok adı da bu Bozoklu Türkmenlerin hatırasıdır. Bu sırada bölgede şehir vasfını taşıyan bir yerleşim yerinden bahsedilemeyeceği gibi sadece 9 köy vardır. Osmanlı hakimiyetiyle birlikte Türkmenlerle Osmanlılar arasında büyük gerilimler yaşanmaya başlamış ve bölgede 1518-1527 tarihleri arasında Şah Veli, Söklenoğlu Musa, Baba Zünnûn, Kalender Çelebi önderliğinde bir dizi isyan çıkmıştır.
Bu yüzden Osmanlı tarih yazarları bölge halkına hiçbir zaman iyi gözle bakmamış ve burayı menba-ı eşkıyâ ve ma’den-i eşirrâ olarak tarif etmişlerdir. Bütün bu gerilimlerin ötesinde bölge için asıl yıkım 17. yüzyıldaki Celâlî İsyanları sırasında yaşanmıştır. 1520-1576 tarihleri arasında Osmanlıların da etkisiyle kurulmaya başlayan köylerin önemli bir kısmı ortadan kalkmış ve bölge halkı canlarını kurtarmak için başka yerlere kaçmıştır. Fakat bu sefer de onlardan boşalan yerler imparatorluğun başka yerlerinden gelen veya Osmanlılar tarafından zorunlu iskana tabi tutulan aşiretler tarafından doldurulmuştur. Böylece bölge eski günlerindeki canlılığa yeniden kavuşmuştur. Aslında şu tablo yukarıda anlatılanları özetler mahiyettedir” ifadelerini kullandı.
16-19. Yüzyıllar Arasında Bozok Sancağı’nda Köy ve Nefer Sayıları hakkında da bilgilendiren Prof Dr. Gülten; 1529-1542 yılları arasında 9 köy ve 22.607 nefer olduğunu, 1556 tarihinde 716 köy, 25145 nefer bulunduğunu, 1576 tarihinde 638 köy, 44.900 nefer, 1642 tarihinde 559 köy, 4990 nefer, 1831 tarihinde ise 733 köy ve 52.000 nefer bulunduğunu aktardı.
Gülten, kitabın ikinci bölümünde ise bütün bu gel-gitler ve yıkımlar arasında kurulan ve günümüze intikal eden köylerin tarihçelerini ele aldı. Bu bölümde köy isimlerinin veriliş sebebi, anlamı, köylerin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu, köylerde yaşayan aşiretler, yerleşikler ve göçmenlerin yanı sıra köylerin 1556-1844 tarihleri arasındaki nüfuslarına dair bilgiler bulunuyor.
Örneğin Osmanlı döneminde Akdağ kazasının merkezi olan ve bu sırada Çayırşeyhi adıyla anılan Çayıralan’da 1556’da 7, 1576’da 9, 1642’de 52, 1831’de 366 nefer ve 1844’te ise 79 hane yaşamaktaydı.
Kitabıyla ilgili açıklamalarda bulunan Gülten son sözlerinde ise, bölge tarihiyle ilgili çalışmaların artması için yetkililere ve iş insanlarına büyük bir sorumluluk ve görev düştüğünün altını çizdi. (Haber Merkezi)